Bu ünvan tam 14 yıl aradan sonra aynı pistte el değiştirdi. 2004’te Montoya’nın kırdığı rekoru 1 Eylül itibariyle “Buz adam” Kimi Raikkonen devraldı. Karşılaştırmalı videoyu izlemeden hemen önce nasıl oluyordu da tüm zamanların en güçlü Formula 1 arabalarının rekorunu bu 1.6 litreli araçlar kırabildi, onu inceleyelim.

Formula 1 ve Motor Gücü

Kabul etmemiz gereken bir durum var ki Formula 1’deki V6 Turbo döneminin en heybetli ve en güçlü araçları karşımızda bu sene ve inanılmaz bir hızla da gelişmeye devam ediyorlar. Şu an için Mercedes ve Ferrari’nin 1000 beygiri geçtiği konuşuluyor ve bu da motor gücü olarak 2004 yılının canavarlarını yakaladığımızı veya çok yaklaştığımızı gösteriyor. Tabi o araçların en büyük avantajı motor hacmi ve silindir sayısı sayesinde daha kolay güç/tork üretebilmeleriydi.

Downforce

Türkçe meali arabanın hava basıncı ile yere bastırılması olan bu fenomen belki de silindir ve motor hacmindeki kaybı en çok kapatan unsurların başında geliyor. Başka bir deyişle bugünkü araçların ürettiği downforce 2004’te olsa bu rekor çok daha uzun seneler kırılamazdı. Bu üretilen ekstra downforce ile araçlar özellikle orta hızlı ve yüksek hızlı virajlarda eski araçlara göre daha hızlı girebiliyorlar çünkü arabanın yol tutuşu üstüne ekstra yük konmuş gibi artıyor. Örneğin bu sene ilk defa Ferrari ve Mercedes araçları Silverstone pistindeki Maggots ve Becketts virajlarını tam gaz (Formula 1 değimiyle pedal tabana yapışık) geçebildiler.

ERS

2009’da KERS olarak spora dahil olan bu sistem her yıl gelişerek araçlara pistin farklı bölümlerinde benzin motoruna ek olarak elektrik enerjisiyle güç sağlıyor. Fren esnasında disklerde 1000 dereceye kadar bir ısı oluşuyor ve bu ısı sayesinde batarya doldurulup sürücünün isteğine göre farklı şekillerde güç ünitesine destek sağlıyor. 2004’te düşük viteslerde (viraj çıkışları özellikle) hızlanma oldukça masraflı oluyordu ve vakit kaybına sebep oluyordu. Bu sistemin varlığı viraj çıkışlarındaki farkı yaratıyor yıllardır.

Kimi’nin solo videosunu izlerken arka planda duyduğunuz tiz sese kulak verin, işte o bataryanın ürettiği gücün arabadaki sesi.

Pist avantajı

Monza pisti de dahil olmak üzere son 14 yılda pistlerdeki kaçış alanları, viraj kasisleri ve pist sınırları çok değişti. Örneğin Monza’nın son virajı olan Parabolica’nın sol tarafı 2004’te çimenken artık tamamen asfalt ve çizginin dışında da yarım araba boyu kadar da taşma hakkı verilmiş. Bunu da Raikkonen zaten sonuna kadar kullanmış.

Bir diğer avantaj da Raikkonen’in çok az ilerisinde onunla çok yakın hızda bir tur atan takım arkadaşı var. Bu sayede Raikkonen’in arabası Vettel’in yarattığı “slipstream” alanında dengesiz bir hava akımı olmaksızın ilerliyor ve bu sayede daha da fazla downforce üretip daha da hızlı gidebiliyor ve bu da tur zamanına net bir şekilde yansıyor ki aynı desteği de Vettel hemen önündeki Hamilton’dan alıyor kısmen.

.

Barış Altop
Barış Altop
Matematik tutkusunu yazılım sanatına dönüştürmeyi hedef seçmiş, bilgisayar mühendisliği doktora öğrencisi. Biraz Apple tutkunu, ama teknoloji düşkünü yazılımcı.