101 İstanbul Lezzeti 2015’in Artıları ve Eksileri

Son 3 yıldır belki de David Guetta konserlerinden bile daha fazla beklediğim 101 İstanbul Lezzeti dün Sait Halim Paşa Yalısı’nda yapıldı. İlk iki seneye göre gözüme çarpan bazı şeyleri paylaşma gereği hissettim.

Yemekler

Artılar: Gelen her marka/restoran kesinlikle alanında uzman veya alanında fark yaratacak yetenekteydi. Yediğim her şey ben de “İnanılmaz” (bkz. Wow! effect) etkisi bırakmadı, ama hepsi son derece lezzetliydi. Shang Palace‘ın noodle’ı, Leb-i Derya‘nın incik tabağı, Konsept‘in etleri ve Cundalı‘nın Yengeç mantısı benim ağız hafızamda yerlerini aldılar.

Eksiler: Geçtiğimiz senelere oranla tatlı konusunda bir vasatlık söz konusuydu. Farklı çeşitler vardı fakat çeşitlilik azdı.

Mekan

Artılar: Mekana gitmeden önce çok tartışma olmuş ve bir çok arkadaşım eski mekan Esma Sultan Yalısı‘nın daha geniş olduğunu iddia etmişti. Oysa sadece açık ve kapalı bahçe bile Sait Halim Paşa‘yı denk genişliğe getiriyordu. Tahminimde yanılmadım ve köşk içindeki odaların da kullanımıyla oldukça geniş bir alan yaratılmıştı.

Eksiler: Öncelikle vapurla Beşiktaş’a geçip ordan Esma Sultan’a yürümenin verdiği merkezi hissiyatını kaybettik bu sene. Kartal-Kadıköy metrosundan Marmaray’a ordan Hacıosman metrosuna geçiş yaptığımız yetmezmiş gibi bir de taksiye binerek İstanbul’da dolanıp durduğumuzu hissettik.

Peki ya genişlik? Bu genişliği tamamen yanlış yorumlanmış olmasıyla özellikle kapı açılışından sonraki ilk 2-3 saat tam bir keşmekeşe dönüştü. Özellikle sahil şeridindeki masaların ve sıraların arasından yürümek imkansızdı. Adını bile okumaya fırsat bulamadığım bir çok masadan yemekler tattım. Sonra beğendiklerimizi anlatmaya çalışırken en iyi tanım “Hani şu sarı bıçaklı şefin yanındaki masanın ordaki şey”den öteye geçemedi. Eminönü’nde bile böyle çile çekmemiştir kimse adım gibi eminim.

Katılan markalar

Artılar: Aslında başta da belirttiğim üzere markalar ya uzman ya da farklılık yaratacak kapasitedeki markalardı. Yemekler kaliteli ve “Gel beni ye” diye bizleri çağırıyordu.

Eksiler: Gelmesini beklediğimiz bazı markaların orada olmaması (Cookshop gibi) akıllarda soru işaretleri bıraktı. Harbiyiyorum’un dediğine göre “son dakikada katıldık” diyen bazı mekanlar olmuş. Tabi gözler gün boyu herkesi hafif hafif işleyen Tektekçi‘yi aradı. Akşam 19’da gelen Alcoholoco biraz görselliğiyle durumu toparlasa da aynı havayı veremedi.

Sonuç

Yemeklerin kalitesi sanırım bu seneki eksileri kurtaracak cinsten değil. Çünkü başta mekanın yeri ve iç düzenlemesi, sonra da aranan bazı tatların eksikliği herkesin tadını kaçırdı.

Elbette İstanbul lezzetlerini boğazda bir mekanda sunmak çok keyifli. Fakat organizatörlerin gözünde mesafe bir unsur değilse o zaman buyursunlar Çubuklu 29‘a. Geçen sene 950 kişilik masa düzenli düğün yaparak rekor kıran Çubuklu 29 havuzun üstü kapanınca bu iş için bulunmaz kaftan. Fakat benim önerim merkezi olması ve Esma Sultan ayarında ama daha geniş bir yer bulunması ve illa da köşk/yalı olmaması.

Dip not

Sait Halim Paşa Yalısı kesinlikle çok güzel bir mekandır. Daha önce düğün görüşmesi için bulunduğum ve kalitesini sunumunda kanıtlamış çok romantik bir ortamdır. 101 Lezzet’teki yerme kesinlikle mekanla ilgili değildir, organizasyonun yaptığı hatalardan kaynaklanan bir sonuçtur.