Sosyal ağların jargonunu gördükten sonra sıra raconuna geldi. Ne zaman hangi sosyal ağı kullanacağınızı bilmek görünürlüğünüzü artıracaktır, başka bir deyişle “İki aya fenosun pampa”.
Atarınız kısa ve net olmalı, inception filmi gibi yani. Okuyanın aklına hemen konuyu yerleştirip kaçmalısınız ki sonra o da size destek veya köstek olabilmeli. ‘Kısa ve öz’ün yeri de elbette Twitter.
Eleştiri biraz daha sebep-sonuç ilişkili oluyor o yüzden uzayabiliyor, hele bir de konu siyaset veya futbolsa yaz yaz bitmez. Arada bir eleştiri yapıyorsanız Facebook yeterli, ama baktınız haftada 3-4 kere yazıyorsunuz o zaman blog açma zamanınız gelmiş demektir.
Instagram diyorum konuyu açılmamış sayıyorum.
Kısaysa ve içerik doluysa yeri kesinlikle Vine. Kısa ama konusuzsa (manzara, çiçek, böcek) Instagram. Uzunsa hem Vimeo hem de Youtube. İçinde arkadaşlarınız varsa, anılarla doluysa Facebook tam yeri. Arkadaşları da etiketlemeyi unutmayın bozuşursunuz valla 🙂
Tam anlamıyla bir kişiye asılmak, yazmak anlamına gelen yürümenin çeşitli yolları var. Eğer kişi facebook’ta sizi eklemişse güzel güzel mesajlaşabilirsiniz. Twitter’da karşılıklı takipleşiyorsanız DM’den şansınızı denersiniz. Şanslıysanız ve numarası varsa o zaman Whatsapp’ın tadına doyum olmaz.
Bunun içeriği size kalsın, ama yeri Snapchat. Fotoların videoların ortadan kaybolması bazı durumlarda büyük bir avantaj.