Yeni bir sosyal ağa girince genelde bir kültür ve terim bombardımanına maruz kalınır. Her mecranın kendine özgü bir dili ve paylaşım kültürü zaten çabucak oluşuyor. İşte bunlara kendinizi hazırlamak isterseniz diye bir jargon sözlüğü ile konuya başlayalım.
Facebook’ta türeyen bu akım aslında facebook gibi her sosyal ağın çok desteklediği paylaşım mekanizmasının kendisidir. Paylaşmak internette paylaşılana değer katar, ama facebook’ta paylaştığınız bir haberin altında “Çaldım” yazıp paylaşmak da gereksiz olduğu kadar komik oluyor. Fakat gelin görün ki yerleşmiş bir kere klavyeye, kolaysa çıkarın.
Özellikle Vine’ın çıkmasıyla “Takip edeni takip ederim” ve “Takibe takip” edebiyatı iyice yerleşmiş oldu. Burada amaç yorumu yazan kişiyi takip etmeniz ve karşılığında onun da sizi takip etmesi. “Eee o zaman önce o bizi takip etseydi” diyorsanız haklısınız, siz beğendiğinizi takip etmeye devam edin ve beğendiğinizi de belirtin, öyle kuru kuru takiple bırakmayın işi.
Özellikle son 1-2 senedir yerleşmekte olan bir tabir olan “At fav’a bekle” genel olarak beğendiğiniz şeyleri daha sonra geri dönüp bulabildiğiniz sosyal ağlarda kullanılıyor (bkz. Twitter, Vine). Amaç çakma nostradamus’larımızın favorite (beğeni) sayılarını artırması ve sizin de ilginiz çeken ve “bakalım gerçekleşecek mi?” dediğiniz durumları kıyıda bekletmeniz aslında.
En bilinen kısaltmaların üzerinden hızlıca geçelim:
TT: Trending Topic, yani en çok konuşulan konular. Twitter trendleri en fazla ikili kelime öbekleri olarak takip ediyor ve gündemi size sunuyor.
#FF: Follow Friday, yani cuma günleri ilginizi çeken hesapları arkadaşlarınıza duyurma hashtag’i. Hesapları twitter’ınızda mention edip sonuna #ff yazınca başarılan sistem.
#TBT: Özellikle Instagram’da türemiş olan #TB ve #TBT eski fotoğraflarınızı yeniden veya ilk defa paylaşmanız anlamına geliyor. TB yazarsanız throwback, TBT yazarsanız throwback thursday demiş oluyorsunuz. Tabi ikinciyi sadece perşembe yapın yoksa troller size kızar.
#FBF: Bir öncekinin cuma yapılanı, bkz. flashback friday.
mirc nick’in, ICQ numaran, BB’in var mı diye büyüyen bir neslin son “yürüme” sorusu da bu oldu. İki kelam edildikten sonra hemen “Laga lugayı bırak da whatsapp var mı?” tadında sorulan sorudur. Bir alt nesil ise bu soruyu “snap var mı?” ile değiştirmiştir. Özetlemek gerekirse: SLM NBR ASL?
Selfie çekmeden olmaz tabi, ama “Selfie çekilelim mi biz de?” diye başlayan akım artık sosyal bir kurala dönüşmüş durumda. Selfie çekilmiyor ve çekilinmiyor aksine selfie patlatılıyor, hatta “e hadi o zaman selfie” diyerek refleks haline dönüştürülüyor.